Dil Göster/Sakla

س و ء (Siin-Waw-Alif) arapça kök kelime anlamı.


Bu kök den türemiş 167 kelime Kuran da geçmektedir.


kötü davranmak, kötü davranmak, rezil olmak, kötü veya kötü veya kötü olmak, hasta olmak, insanı üzen ve kederlendiren her şey, kötü amel, fesat ve bozgunculuk, günah, kötülük yapan, sefil veya elem verici, canını sıkmak, kızdırmak. su'atun (pl. suat) - ceset, her iki cinsiyetin dış kısmı, utanç.

س و ء kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler


KelimeAnlamArapça
(2:49:7) sūa berbat
سُوءَ
(2:81:4) sayyi-atan fenalık
سَيِّئَةً
(2:169:3) bil-sūi kötülük yapmak
بِالسُّوءِ
(2:271:16) sayyiātikum senin kötülüklerin
سَيِّئَاتِكُمْ
(3:30:13) sūin fenalık
سُوءٍ
(3:120:4) tasu'hum onları üzer
تَسُؤْهُمْ
(3:120:7) sayyi-atun talihsizlik
سَيِّئَةٌ
(3:174:8) sūon herhangi bir zarar
سُوءٌ
(3:193:17) sayyiātinā kötü işlerimiz
سَيِّئَاتِنَا
(3:195:29) sayyiātihim onların kötü işleri
سَيِّئَاتِهِمْ
(4:17:7) l-sūa şeytan
السُّوءَ
(4:18:5) l-sayiāti kötü işler
السَّيِّئَاتِ
(4:22:16) wasāa ve bir kötülük
وَسَاءَ
(4:31:9) sayyiātikum senin kötülüklerin
سَيِّئَاتِكُمْ
(4:38:17) fasāa o zaman kötülük
فَسَاءَ
(4:78:20) sayyi-atun herhangi bir kötülük
سَيِّئَةٌ
(4:79:10) sayyi-atin şeytan
سَيِّئَةٍ
(4:85:12) sayyi-atan fenalık
سَيِّئَةً
(4:97:26) wasāat ve bu bir kötülük
وَسَاءَتْ
(4:110:3) sūan fenalık
سُوءًا
(4:115:19) wasāat ve kötü o
وَسَاءَتْ
(4:123:9) sūan fenalık
سُوءًا
(4:148:5) bil-sūi [şeyin] kötülüğünden
بِالسُّوءِ
(4:149:9) sūin bir kötülük
سُوءٍ
(5:12:30) sayyiātikum senin kötülüklerin
سَيِّئَاتِكُمْ
(5:31:10) sawata ceset
سَوْءَةَ
(5:31:21) sawata ceset
سَوْءَةَ
(5:65:9) sayyiātihim onların kötü işleri
سَيِّئَاتِهِمْ
(5:66:22) sāa fenalık
سَاءَ
(5:101:11) tasu'kum seni üzebilir
تَسُؤْكُمْ
(6:31:24) sāa Fenalık
سَاءَ
(6:54:18) sūan fenalık
سُوءًا
(6:136:29) sāa Fenalık
سَاءَ
(6:157:31) sūa bir kötülükle
سُوءَ
(6:160:9) bil-sayi-ati kötü bir iş ile
بِالسَّيِّئَةِ
(7:20:10) sawātihimā onların utancı
سَوْءَاتِهِمَا
(7:22:8) sawātuhumā onların utancı
سَوْءَاتُهُمَا
(7:26:8) sawātikum senin utancın
سَوْءَاتِكُمْ
(7:27:15) sawātihimā onların utancı
سَوْءَاتِهِمَا
(7:73:31) bisūin zarar ile
بِسُوءٍ
(7:95:4) l-sayi-ati kötünün
السَّيِّئَةِ
(7:131:9) sayyi-atun kötü
سَيِّئَةٌ
(7:141:7) sūa en kötüsüyle
سُوءَ
(7:153:3) l-sayiāti kötü işler
السَّيِّئَاتِ
(7:165:10) l-sūi şeytan
السُّوءِ
(7:167:11) sūa acıklı bir şekilde
سُوءَ
(7:168:12) wal-sayiāti ve kötü
وَالسَّيِّئَاتِ
(7:177:1) sāa Fenalık
سَاءَ
(7:188:21) l-sūu şeytan
السُّوءُ
(8:29:12) sayyiātikum senin kötülüklerin
سَيِّئَاتِكُمْ
(9:9:10) sāa fenalık
سَاءَ
(9:37:25) sūu şeytan
سُوءُ
(9:50:4) tasu'hum onları üzüyor
تَسُؤْهُمْ
(9:98:13) l-sawi kötülüğün
السَّوْءِ
(9:102:8) sayyi-an bu kötüydü
سَيِّئًا
(10:27:3) l-sayiāti kötü işler
السَّيِّئَاتِ
(10:27:5) sayyi-atin bir kötülükten
سَيِّئَةٍ
(11:10:9) l-sayiātu kötülükler
السَّيِّئَاتُ
(11:54:7) bisūin kötülükle
بِسُوءٍ
(11:64:14) bisūin zarar ile
بِسُوءٍ
(11:77:5) sīa sıkıntılıydı
سِيءَ
(11:78:9) l-sayiāti kötü işler
السَّيِّئَاتِ
(11:114:11) l-sayiāti kötü işler
السَّيِّئَاتِ
(12:24:14) l-sūa şeytan
السُّوءَ
(12:25:17) sūan fenalık
سُوءًا
(12:51:16) sūin fenalık
سُوءٍ
(12:53:7) bil-sūi kötülüğün
بِالسُّوءِ
(13:6:2) bil-sayi-ati şeytan
بِالسَّيِّئَةِ
(13:11:26) sūan talihsizlik
سُوءًا
(13:18:22) sūu korkunç
سُوءُ
(13:21:12) sūa kötülüğün
سُوءَ
(13:22:15) l-sayi-ata şeytan
السَّيِّئَةَ
(13:25:22) sūu bir kötülük
سُوءُ
(14:6:15) sūa kötülükle
سُوءَ
(16:25:13) sāa fenalık
سَاءَ
(16:27:19) wal-sūa ve kötülük
وَالسُّوءَ
(16:28:12) sūin fenalık
سُوءٍ
(16:34:2) sayyiātu kötü sonuçlar
سَيِّئَاتُ
(16:45:4) l-sayiāti kötü işler
السَّيِّئَاتِ
(16:59:5) sūi şeytan
سُوءِ
(16:59:17) sāa fenalık
سَاءَ
(16:60:6) l-sawi kötülüğün
السَّوْءِ
(16:94:11) l-sūa şeytan
السُّوءَ
(16:119:6) l-sūa fenalık
السُّوءَ
(17:7:6) asatum kötülük yapıyorsun
أَسَأْتُمْ
(17:7:12) liyasūū üzmek
لِيَسُوءُوا
(17:32:7) wasāa ve bir kötülük
وَسَاءَ
(17:38:4) sayyi-uhu [onun] kötülüğü
سَيِّئُهُ
(18:29:27) wasāat ve kötülük
وَسَاءَتْ
(19:28:7) sawin fenalık
سَوْءٍ
(20:22:9) sūin hastalık
سُوءٍ
(20:101:3) wasāa ve kötülük
وَسَاءَ
(20:121:5) sawātuhumā onların utancı
سَوْءَاتُهُمَا
(21:74:15) sawin fenalık
سَوْءٍ
(21:77:10) sawin fenalık
سَوْءٍ
(23:96:5) l-sayi-ata şeytan
السَّيِّئَةَ
(25:40:8) l-sawi kötülüğün
السَّوْءِ
(25:66:2) sāat bir kötülük
سَاءَتْ
(25:70:11) sayyiātihim onların kötü işleri
سَيِّئَاتِهِمْ
(26:156:3) bisūin zarar ile
بِسُوءٍ
(26:173:4) fasāa ve kötüydü
فَسَاءَ
(27:5:4) sūu bir kötülük
سُوءُ
(27:11:8) sūin fenalık
سُوءٍ
(27:12:9) sūin zarar
سُوءٍ
(27:46:5) bil-sayi-ati şeytan
بِالسَّيِّئَةِ
(27:58:4) fasāa ve kötüydü
فَسَاءَ
(27:62:7) l-sūa şeytan
السُّوءَ
(27:90:3) bil-sayi-ati kötülükle
بِالسَّيِّئَةِ
(28:32:9) sūin herhangi bir zarar
سُوءٍ
(28:54:9) l-sayi-ata şeytan
السَّيِّئَةَ
(28:84:9) bil-sayi-ati kötü bir iş ile
بِالسَّيِّئَةِ
(28:84:14) l-sayiāti kötü işler
السَّيِّئَاتِ
(29:4:5) l-sayiāti kötü işler
السَّيِّئَاتِ
(29:4:8) sāa kötülük
سَاءَ
(29:7:7) sayyiātihim onların kötü işleri
سَيِّئَاتِهِمْ
(29:33:6) sīa sıkıntılıydı
سِيءَ
(30:10:5) asāū kötülük yaptı
أَسَاءُوا
(30:10:6) l-sūā şeytan
السُّوأَى
(30:36:9) sayyi-atun bir kötülük
سَيِّئَةٌ
(33:17:11) sūan herhangi bir zarar
سُوءًا
(35:8:4) sūu şeytan
سُوءُ
(35:10:17) l-sayiāti şeytan
السَّيِّئَاتِ
(35:43:5) l-sayi-i kötülüğün
السَّيِّئِ
(35:43:9) l-sayi-u kötülüğün
السَّيِّئُ
(37:177:4) fasāa o zaman kötülük olur
فَسَاءَ
(39:24:4) sūa en kötüsü
سُوءَ
(39:35:4) aswa-a en kötüsü
أَسْوَأَ
(39:47:14) sūi şeytan
سُوءِ
(39:48:3) sayyiātu kötülükler
سَيِّئَاتُ
(39:51:2) sayyiātu kötülükler
سَيِّئَاتُ
(39:51:10) sayyiātu kötülükler
سَيِّئَاتُ
(39:61:8) l-sūu şeytan
السُّوءُ
(40:9:2) l-sayiāti kötülüklerden
السَّيِّئَاتِ
(40:9:5) l-sayiāti kötülüklerden
السَّيِّئَاتِ
(40:37:13) sūu şeytan
سُوءُ
(40:40:3) sayyi-atan bir kötülük
سَيِّئَةً
(40:45:3) sayyiāti kötülüklerden
سَيِّئَاتِ
(40:45:9) sūu en kötüsü
سُوءُ
(40:52:9) sūu en kötüsü
سُوءُ
(40:58:10) l-musīu kötülük yapan
الْمُسِيءُ
(41:27:7) aswa-a en kötüsü
أَسْوَأَ
(41:34:5) l-sayi-atu kötülük
السَّيِّئَةُ
(41:46:6) asāa kötülük yapar
أَسَاءَ
(42:25:9) l-sayiāti şeytan
السَّيِّئَاتِ
(42:40:2) sayyi-atin bir kötülüğün
سَيِّئَةٍ
(42:40:3) sayyi-atun bir kötülük
سَيِّئَةٌ
(42:48:21) sayyi-atun fenalık
سَيِّئَةٌ
(45:15:6) asāa kötülük yapar
أَسَاءَ
(45:21:5) l-sayiāti kötü işler
السَّيِّئَاتِ
(45:21:15) sāa kötülük
سَاءَ
(45:33:3) sayyiātu şeytan
سَيِّئَاتُ
(46:16:10) sayyiātihim onların kötü işleri
سَيِّئَاتِهِمْ
(47:2:16) sayyiātihim onların kötülükleri
سَيِّئَاتِهِمْ
(47:14:10) sūu şeytan
سُوءُ
(48:5:13) sayyiātihim onların kötülükleri
سَيِّئَاتِهِمْ
(48:6:9) l-sawi fenalık
السَّوْءِ
(48:6:12) l-sawi kötülüğün
السَّوْءِ
(48:6:20) wasāat ve kötülük
وَسَاءَتْ
(48:12:17) l-sawi fenalık
السَّوْءِ
(53:31:10) asāū kötülük yapmak
أَسَاءُوا
(58:15:7) sāa kötülük
سَاءَ
(60:2:10) bil-sūi kötülükle
بِالسُّوءِ
(63:2:9) sāa kötülük
سَاءَ
(64:9:15) sayyiātihi onun kötü işleri
سَيِّئَاتِهِ
(65:5:11) sayyiātihi onun kötü işleri
سَيِّئَاتِهِ
(66:8:14) sayyiātikum senin kötülüklerin
سَيِّئَاتِكُمْ
(67:27:4) sīat sıkıntılı olacak
سِيئَتْ
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.